Türk Ceza Hukukunda Hakaret Suçu

Suçun Tanımı

Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar Başlıklı” sekizinci bölümünde, 125. madde ve devamında düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde hakaretin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değerin kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı ve diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğu ifade edilmiştir.

Madde metnine göre “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır…”.

Suçun Koşulları

Madde metninden anlaşılacağı üzere hakaret suçunun oluşabilmesi için öncelikle failin mağdura rencide edebilecek bir fiil ya da olgu isnat etme veya sövmek suretiyle mağdurun onur şeref veya saygınlığına saldırma fiillerinden birini gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Hangi sözlerin tek tek hakaret sayılacağının belirlenmesi mümkün olmadığından sarf edilen sözlerin olayın somut koşullarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Sövme şeklinde olmayan, yalnızca ağır eleştiri veya kaba ve nezaketsiz olarak değerlendirilebilecek sözler hakaret suçunu oluşturmaz. Kamuya mal olmuş tanınan kişilere ve özellikle siyasetçilere yönelik eleştiriler diğer kişilere yönelik eleştirilerden daha ağır olabilir. Bu nedenle aynı sözler sıradan bir vatandaş için hakaret suçu oluşturabilecekken tanınmış bir sanatçı için ağır eleştiri niteliğinde olabilir.

Hakaret suçu, mağdurun yüzüne karşı işlenebileceği gıyabında da işlenebilir ancak mağdurun gıyabında işlenmesi durumunda ceza verilebilmesi için failin, suçu mağdur dışında en az üç kişinin duyacağı veya öğreneceği şekilde işlemesi gerekir.

Hakaret, takibi şikayete bağlı olan suçlardan olup uzlaştırmaya tabidir. Mağdur, hakareti ve faili öğrendiğinden itibaren altı ay içinde şikayet etmezse dava açılamayacaktır.

Hakaret suçu işlenirken mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa da niteliği anlaşılıyor ve mağdurun şahsına yönelik olduğu konusunda şüphe bulunmuyorsa, hem mağdurun ismi belirtilmiş hem de hakaret açıklanmış sayılır.

TCK madde 127’ye göre ise, isnat edilen olgunun ispat edilmesi halinde kişiye ceza verilmez. Örneğin, birine “Sen bizi dolandırdın!” denildiğinde daha sonra bunun ispatlanması durumunda kişiye ceza verilemez. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, halihazırda ispat edilmiş fiilden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi durumunda cezaya hükmedilir. Örneğin daha önce dolandırıcılıktan ceza alan birisine karşı “sen bir dolandırıcısın” denmesi halinde bu suç teşkil edecektir.

Madde 128’e göre de, yargı mercileri ve idari makamlar nezdindeki iddia ve savunmalarda somut vakıalara dayanması ve ilgili uyuşmazlıkla bağlantılı olması şartıyla olumsuz isnat ve değerlendirmelere ceza verilmez.

Suçun Nitelikli Halleri

Hakaret suçu kamu görevlisine kamu görevinden dolayı işlenmesi halinde faile bir yıldan az ceza verilemez. Ayrıca suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi durumunda bunun takibi şikayete bağlı olmayacağı gibi uzlaştırma prosedürü de uygulanmayacaktır.

Ayrıca suçun mağdurun mensup olduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle veya mağdurun dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç ve kanaatlerini açıklamasından dolayı işleniyorsa bu durumda da suçun alt sınırı bir yıldan az olamaz. Hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde de verilecek ceza altıda bir oranında artırılacaktır.

Haksız Fiil Nedeniyle Hakaret

Türk Ceza Kanunu 129. maddede bu suç için özel haksız tahrik hükümleri öngörmüştür.Buna göre hakaret suçu bir haksız fiile tepki olarak işlenirse verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Kanun burada takdir yetkisini hakime vermektedir.

Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, hakaret suçu kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenirse kişiye yine ceza verilmeyecektir. Yani kendisini yaralayan kişiye bu yaralamaya tepki olarak hakaret eden kimse bu hükme göre ceza almaz.

Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi durumunu da kanun yine özel olarak düzenlemektedir. Bu durumda olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya sadece biri için ceza üçte birine kadar indirilebilir. Hatta gerek görüldüğü taktirde ceza vermekten vazgeçilebilir.

Emsal Kararlar

  • “(…)Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana söylediği sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, (…)Bozmayı gerektirdiğinden, sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/12770 E. 2021/2998 K.)
  • “(…) Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir. İnceleme konusu somut olayda; sanığın, hakaret içeren sözlerini aleni yerlerden olmayan hükümlü bulunduğu cezaevinde söylemesine rağmen sanık hakkında şartları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.(…)” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19609 E. 2021/2155)

 

Stj. Av. Abdullah Haşim ALAN

17.09.2021